Doksanlı yıllar elektronik oyunların insan hayatına girmesinin başlangıcı olan yıllardı. Doksanlı yılların çocukları sokak kültürüyle büyüsü de, hemen hemen herkesin evinde atari bulunmaktaydı. Şimdi ki teknolojinin aksine daha basit, daha ucuz, kolay sahip olunabilecek bir elektronik aletti. Fişini prize takıp, anten girişine de kablosunu takıp, kumandadan av tuşuna basınca oyun konsolu kurulmuş oluyordu.
Süper Mario
Ataride bilinen en eğlenceli oyun kuşkusuz Süper Mario’dur. 8 bölümden oluşan, 8 bölümün hepsi kendi içinde 4 alt bölüme ayrılan bir oyundu. Süper Mario’nun görevi kalede bulunan prensesi kurtarmaktı. Küçük bir adam olan Süper Mario yürüdükçe, önüne çıkan yaratıkları ezip ilerlerken, mantar yiyerek büyüyen ve ateş atma özelliği kazanabilen kahraman, bölüm sonlarında karşısına çıkan canavarı yenerse prensese kavuşmaktadır.
Goal 3
Goal 3, şimdiki futbol oyunlarına nazaran daha basit ve fantastiktir. Bu oyunda tek bir futbolcu kullanıcının kontrolündedir ve bu oyunda ulusal milli takımlar bulunmaktadır. Bütün takımların kendine has bir özelliği bulunmaktadır. Kimi takımın özel şutu topun muz haline gelmesiyken, kimisin ki balık olabilmekteydi. Bu özel şut ile topa vurulursa ağlar yırtılmaktaydı. Oyunun diğer bir komik yanı ise sahaya yıldırım düşünce bütün oyuncuların sakatlanmasıydı.
Tank
Tank oyunu, kiremitlerin içinde korunaklı bir kartalı savunma oyunudur. Sahip olunan tank karşına çıkan düşman tankları yok etmek zorundadır. Aksi halde korunması gereken kartal vurulabilir. Bu oyunun en güzel taraflarından birisi koruma duvarını alınan ödüllerle daha sağlam bir hale getirilebilmekteydi.
Street Fighter günümüzde de ilgiyle oynanan bir oyundur. Temeli atariye dayanır ve bir dövüş oyunudur. Farklı özellikte ve güçte olan bir karakteri seçip rakip ile dövüşmektir. Üç raunttan oluşan dövüş, iki dövüşü alan kazanır şeklinde oynanır. Ryu ve Ken bu oyunun en bilinen karakterleridir.
Marioyu az oynamadık. Gerçi şimdi olsa gene oynarım.
Ateri oyunumu kaldı